İstanbul’un birçok semtleri adlarını
oradaki büyük camilerden almıştır: Beyazıt, Sultanahmet, Ayasofya gibi. Birçok
semtlerin adı da orada oturmuş, ya da eser bırakmış kimselerden gelir. Ayrıca
çeşitli tarihi olaylar, yapılar, çeşmeler de semtlere ad vermiştir.
Araştırmalarımın sonucu olan bir kaçtanesini burda sizlere sunuyorum.
26 adet semt ismi hazırlanmıştır. Son güncelleme tarihi 10 Mart 2003
Aksaray
– Aksaray'dan gelenler buraya yerleştirilmiştir. Bu semt adını bu günkü Aksaray Şehrinden
gelenler vermiştir.
Ahırkapı - Padişah
sarayının sonunda ki has ahırın (Padişahın atlarının barındığı ahır)
yanında olduğu için Ahır Kapısı diye anılmıştır.
Akaretler
-
Sultan Abdulaziz Taşlıkta Aziziye camiinin
giderlerini karşılamak üzere bir vakıf kurmuştur. Bu vakfa gelir
sağlamak için de gelir getiren anlamında Akaretler yaptırmayı
planlamıştır. Bu planı bitirmek ise II.Abdulhamit'e nasip olmuştur. Bu
yüzden semtede Akaretler denmiştir.
Altunizade
- Altunizade İsmail Zühtü Paşa'nın yaptırdığı cami,
semtinde bu adla anılmasına sebep olmuşştur. Zühtü Paşa'nın babası altın
alım satımı ile iştigal ettiğinden Zühtü Paşa'ya da Altunizade
denmiştir.
Arnavutköy
– Önceleri, Boğaziçi’nin bu sevimli semtinde Arnavutlar oturduğu için buraya bu
ad takılmıştı.
Ataköy - Ataköy'ün
eski adı Baruthane dir. II.Mahmut tarafından buraya baruthane
yapılmıştır. O zamanlar Ataköy (İstanbul'un dışı sayıldığından baruthane
yapımı için uygun bir alan olarak görülmüştür.) Daha sonraları Emlak ve
Kredi Bankası bu bölgeye 50 - 60 bin nüfuslu bir yerleşim yeri
kurmuştur(1950). Yeni yerleşim yerinin adı da Ataköy olur.
Ayazağa - İsmini
yeni çeri kethudası Ayaz Ağa'nın çiftliğinden almıştır. Abdulaziz
döneminde buraya yaptırılan saray bugün binicilik okulu olarak
kullanılmaktadır.
Ayrılık
Çeşmesi (Haydarpaşa’da) – Eskiden hac
alayı bu çeşme çevresinde toplanır, oradan yola çıkardı. Hacca gidenler eşlerine,
dostlarına orada veda ederek ayrılırlardı.
Bağlarbaşı - Çok
eskiden bir Ermeni manastırına ait bağların başladığı yermiş.
Zamanla oraya Bağlarbaşı denmiştir.
Balat - Rumca saray
anlamına gelen palation sözcüğünden geldiği söylenir. Önceleri
İstanbul'un kapılarından birine verilin bu ad, sonraları semtin adı
olmuştur.
Bebek - Fatih
Sultan Mehmet Han buranın muhafazası için gönderdiği komutanın
lakabından gelmektedir. (Bebek Çelebi Bebek Çavuş)
Bedesten - Arapça
bir söz olan Bezzaz dan türetilmiştir. Bez, kumaş taciri, Manifaturacı
anlamına geliyor. Kumaş tacirlerinin bulunduğu yere de bezzazistan
denildiğinden. zamanla halk arasında ağza kolay gelmesinden dolayı
bedestan'a dönüşmüştür.
Beylerbeyi – III. Murat devri beylerbeylerinden Mehmet Paşa’nın
yalısını bulunduğu için köye bu ad verilmiştir.
Cihangir – Kanuni Sultan Süleyman pek sevdiği oğlu Cihangir için
burada bir cami yaptırmıştı. Semt adını bu Cihangir Camisi’ nden almıştır.
Çarşamba
– Samsun Çarşamba ovasından gelenler yerleştirildiği için buraya da Çarşamba
denilmiştir.
Çengelköy
– XIX. Yüzyılda Kaptan-ı deryalıklarda, valiliklerde bulunmuş, yiğitliğiyle
tanınmış Çengeloğlu Tahir Paşa burada bir mescit yaptırmıştı.
Harem – Üsküdar Sarayı’ nın harem dairesine gidecekler bu
iskeleye çıkarlardı.
Haydarpaşa – III. Selim vezirlerinden Haydar Paşa oradaki kışlayı
yaptırmıştı.
İhsaniye – Selimiye kışlası ile Karacaahmet arasındaki bu mahallenin
bulunduğu yerde eskiden bir saray vardı. Padişah yıkılmaya yüz tutan bu sarayın
arsasını halka “ihsan” ettiği (bağışlandığı) için semtin adı
“İhsaniye” kalmıştır.
Kabataş – İskelenin bulunduğu yerde eskiden büyük bir taş vardı.
Osmanlı devri ileri gelenlerinden “Köse Kahya” diye tanınmış Mustafa Necip
çelebi bu taşı yontturup iskele haline getirdi.
Kadıköy
– Bugün Osmanağa Camisi diye anılan caminin yerinde eskiden Kadı Mehmet Efendi’nin
yaptırdığı bir mescit vardı. Semtin adı bundan dolayı “Kadıköy” kalmıştır.
Bugünkü camiyi I. Ahmet devrinde Babüssaade Ağası Osman Ağa yaptırmıştır. Diğer
bazı kaynaklara göre Bizans’ın fethinden sonra burası İstanbul’un ilk kadısı
Hızır Bey’e bağışlanmış, bundan ötürüde semt “Kadıköy” adını
almıştır.
Kanlıca
- Bu bölgeye Kanuni Sultan Süleyman tarafından Anadoludan Türkmen ve göcebe bazı
türk kabileleri getirtilip yerleştirilmiştir. Bu göçebelerin buraya yerleşmeleri
kağnılarla olduğu ve çok uzun bir süre içinde ancak yerleşebildikleri için
halk arasında bu bölgeye Kağnıca, sonralarıda Kanlıca denmiştir.
Kuzguncuk – Fatih Sultan Mehmet devrinde, Kuzgun Baba diye anılan bir
derviş burada oturmuştu.
Taksim
- İstanbul sularının bir bölümünün buradan taksimi yapıldığı için burasıda
suların taksimi (ayrımı) yapılan yer olarak kalmıştır
Üsküdar – Farsça “Konak” anlamına gelir. Eskiden Anadolu’ya
İran’a, Arabistan’a gidip gelen kervanlar burada konaklardı.
Vaniköy – Eski adı Papazbahçesi’ydi. IV. Mehmet, Şeyh-i Sultani
Esseyit Mehmet Vani (Vanlı) ye bu yerleri hediye etti, o da kendisine burada bir yalı,
bir iki ev yaptırdı.
GERİ |